Musibet Anında İstirca Etmenin Adabı

Bu hafta musibet anında istirca etmenin (Allah’ı hatırlayarak sabretmenin) âdâbı konusu işlendi.

Ağrı Genç İzcilik Spor Kulübü’müzde (AGİS) 24 Ocak 2025 Cuma akşamı Seyyid Hasan Hulusi Efendi‘nin Mecma’u’l-Âdâb isimli eserinden gerçekleştirdiğimiz bu haftaki dersimizde “Musibet Anında İstirca Etmenin (Allah’ı Hatırlayarak Sabretmenin) Âdâbı” başlıklı kısmı okuduk. Dostlarla gerçekleştirdiğimiz müzakerede maddeler halinde özetle şu hususlara değinildi:

  1. Mümin, küçük-büyük başına gelen her türlü sorunun Allah’ın takdiri ve hikmetiyle başına geldiğini bilir, ona göre tavır geliştirmeye çalışır.
  2. İnsana verilen her şey yok olmak üzere vakitli verilmiştir. İnsanın halleri birbirini tutmayabilir. Bir zaman iyi şeyler başa gelirken bir zaman hoşa gitmeyen şeyler başa gelir. Kişi doğar, büyür, evlenir, yaşlanır ve ölür. Bu süreçte insan bedenen ve ruhen çok değişimlere, artmalara ve azalmalara maruz kalır. Bunları düşünmek Allah’ın sünnetine, eşyaya koymuş olduğu doğal işleyişe uygun şeyler olup, kula her halinde Allah’ı hatırlamaya bir vesiledir.
  3. Hz. Peygamber, yanında bulunan mumun bitmesi üzerine bile “Allah’tan geldik yine O’na döneceği” diyerek istircada bulunmuş, küçük bir mahrumiyeti Allah’ı anmaya vesile kılmıştır.
  4. Hz. Peygamber, Mü'mine eziyet veren her şey musibettir buyurmuştur.
  5. Musibet anında sabır ve namazla Allah’tan dayanma gücü istemek Kur’ân ve Hz. Peygamber’in sünnetiyle sabittir.
  6. İnsanın evladını kaybetmesi, evladıyla imtihan olunması büyük bir musibet olup buna dayananlara cennette muhtelif müjdeler vaad edilmiştir.
  7. İnsanın başına muhtelif sıkıntılar gelse de Hz. Peygamber’in dünyadan ahirete irtihali, vefatı; bir müslüman için musibetlerin en büyüğü olup, bunu musibet anında hatırlamalı ve kendi dertlerinin acısını hafifletmelidir.
  8. Kur’ân’da ve hadisi şeriflerde "sabır ve Allah ile ilişkisi" konulu çokça kıssa anlatılmaktadır. Eyyub Aleyhisselamın kıssası bunların meşhurlarındandır. O, kendisine verilen maddi-manevi pek çok nimetin ardından ruhi ya da bedeni, insanın kaldırmakta zorlanacağı musibetlere maruz kalmış ancak hoşa gitsin ya da gitmesin her şeyin Allah’tan geldiği bilinciyle şükrünü ve sabrını layıkıyla yerine getirmiştir. Böylece biz inanalar için örnek bir hayat sahnesi sunmuştur.
  9. Netice olarak, musibetlere karşı tavır bu şekilde ise de biz Allah’ın kendisinden istenmeyi en çok sevdiği afiyeti Allah’tan diliyor, kaldıramayacağımız zorluklara maruz kalmaktan yine kendisine sığınıyoruz.